Daha önce yazmış olduğum
bir makalede Ani Bebek Ölüm Sendromu (Beşik Ölümü) (ABÖS - SİDS) Nedir? duygularımı ve
bilgilerimi kelimelere dökerken çok zorlanmıştım. O gün sanırım en zor makalemi
yazdığımı düşünüyordum. Sanırım yanılmışım ve yanılmayı hiç bu kadar
istememişken hemde...
Son günlerde bizi derinden etkileyen haberler; çocuk tacizleri...
Kelimeleri yazmak bu kadar zorsa, düşüncelerimiz ve empatimiz yarıda kesiliyorsa ve ruhumuz bu acıdan kaçıyorsa diyorum kendi kendime ya bunları yaşayanlar??? Kanım donuyor sanki, düşünemiyorum ...
Saçının teline zarar gelse dünyaları yaktığımız ; kıymetlilerimiz, masumlarımız, çocuklarımız, yarınlarımız onlar bizim.....Kimsenin hakkı yokken bir başkasının canını yakmaya nasıl kıyılıyor bunca masuma. Savaşın ortasında çocuk, katillerin ellerinde çocuk, tecavüzcünün, sapığın ellerinde çocuk..... Toplumsal bir sorun oldu çocuk. Oysa sorun biz yetişkinlerde. Çocuklar parkta oynamalı hatta sokaklar da ,uçurtmalar olmalı minik ellerde ve boyalar olmalı. Biz kirlettik bu dünyayı hem de en masum olanları...
Çocuk istismarı çocuğa bir yetişkin tarafından çocuğa fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şu şekilde tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."
Fiziksel ve duygusal istismarlar,ihmaller, taciz, tecavüz, ensest ilişkiler çocuğun ruhsal dünyasında tamiri imkansız yaralar açmaktadır.
Bu istismar ve ihmal konusunda birçok ülke kendi yasal tanımını yapmış ve kendi yasa ve ceza kanunlarında belirlemiştir. 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi göre; "Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır"
Son günlerde bizi derinden etkileyen haberler; çocuk tacizleri...
Kelimeleri yazmak bu kadar zorsa, düşüncelerimiz ve empatimiz yarıda kesiliyorsa ve ruhumuz bu acıdan kaçıyorsa diyorum kendi kendime ya bunları yaşayanlar??? Kanım donuyor sanki, düşünemiyorum ...
Saçının teline zarar gelse dünyaları yaktığımız ; kıymetlilerimiz, masumlarımız, çocuklarımız, yarınlarımız onlar bizim.....Kimsenin hakkı yokken bir başkasının canını yakmaya nasıl kıyılıyor bunca masuma. Savaşın ortasında çocuk, katillerin ellerinde çocuk, tecavüzcünün, sapığın ellerinde çocuk..... Toplumsal bir sorun oldu çocuk. Oysa sorun biz yetişkinlerde. Çocuklar parkta oynamalı hatta sokaklar da ,uçurtmalar olmalı minik ellerde ve boyalar olmalı. Biz kirlettik bu dünyayı hem de en masum olanları...
Çocuk istismarı çocuğa bir yetişkin tarafından çocuğa fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şu şekilde tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."
Fiziksel ve duygusal istismarlar,ihmaller, taciz, tecavüz, ensest ilişkiler çocuğun ruhsal dünyasında tamiri imkansız yaralar açmaktadır.
Bu istismar ve ihmal konusunda birçok ülke kendi yasal tanımını yapmış ve kendi yasa ve ceza kanunlarında belirlemiştir. 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi göre; "Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır"
Ancak unutmamalıyız ki
hiçbir ceza bu derin yarayı unutturamaz ve tamir edemez. Bu sebepten ötürü
istismarı önlemeye yönelik devlet yasal gücünü kullanmalı anne babalar ve
toplumda sağlıklı gelecekler adına bu konularda bilinçlenmelidir.
Araştırmalar çoğu bireyin çocuk istismarının sadece fiziksel olduğunu, eylemin
olması gerektiği şeklinde bilgiye sahip olduklarını gösteriyor.
Oysa ki;
Cinsel istismar dokunma
ile olabileceği gibi dokunma olmadan da yapılabileceğini bilmeliyiz.
Koruduğumuz sadece
çocuklarımız değil geleceğimiz yarınlarımızdır. Bu gün yaptığımız davranışları
rol model alan çocuklarımız yarın bunları bizde uygulayacağını da unutmamak
gerekir. Yaşanılabilinir bir dünya istiyorsak çocuklarımızı kalbimizle sevelim…
TÜİK tarafından
belirlenen 61 ilde 01.05.2008-18.08.2008 tarihleri arasında çocuk istismarı
konusunda yapılan bir araştırmada
Türkiye’de yaşayan 7-18
yaşlar arasındaki çocukların yüzde 56’sının fiziksel istismara, yüzde 49’unun
duygusal istismara, ve yüzde 10’unun cinsel istismara tanık olduğunu
görülmektedir http://www.unicef.org.tr/files/bilgimerkezi/doc/cocuk-istismari-raporu-tr.pdf
Çocuk istismarı, çocuğa
genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması nedeniyle tekrarı da fazla olmaktadır.Bu
sebeple gün ışığına çıkması zor ve tedavi edilmesi en zor olan travma olarak
nitelendirilmektedir.
Aile içi
şiddet,ebeveynlerin alkol ve madde kullanımı, sosyoekonomik durumun düşük
olması, üvey anne baba,aile içi psikotik sorunların varlığı istismar riskini
artırmaktadır.
Kaç Çeşit İstismar Vardır?
Fiziksel istismar : Çocuğun fiziksel zarar görmesiyle
ortaya çıkar. Eğer fiziksel istismar aile içinde oluyorsa genelde zarar gören
çocuk tıbbi yardıma geç başvurulur.İhbar ile gün ışığına çıkmaktadır ve eski
yaraların çokluğu ile bu durum anlaşılabilir.
Cinsel istismar: Çocukların cinsel yollarla istismar
edilmesidir. Ağır bir tablo ile karşımıza çıkar genelde intihar girişimi, evden
veya okuldan kaçma, asosyallik davranış bozuklukları en önemli belirtilerdir.
Duygusal istismar: Çocuk psikolojik olarak sözel yolla istismar edilmesi ile oluşur. Çocuğa hakaret
edilmesi, aşağılanması, küçümsenmesi, tehdit edilmesi, suçlanması,hiç yerine
konması, o yokmuş gibi davranılması, duygusal istismarlardan bazılarıdır.
Bilerek zarar verme: Anne ya da babanın çocuğa bilerek isteyerek zarar vermesidir.En zor
olanıdır. Çocuğun güvendiği bir anne baba yoktur.Yalnızlık duygusu yoğundur.
Çocuklarımızı Cinsel
İstismardan Korumanın Yolları Nelerdir?
Çocuklarımıza
bedenlerinin kendisine ait olduğunu öğretmeliyiz: Çocuğumuza bedeninin ona ait olduğunu ve o
istemediği sürece başkalarının kendisini öpmesine ve dokunmasına izin
vermeyebileceğini yaşına uygun şekilde söylemeliyiz. Kendimiz de çocuğumuz istemediğinde
onu öpmemeliyiz. Bu sayede bize hayır diyen çocuğumuza “Sen istemiyorsan seni
öpemem” algısını oluşturacağız. Bazen aile büyükleri,akraba arkadaşlarımız da
çocuklarımızı öpmekte ısrarcı olabilirler çocuklarımız hayır dediğinde
çocuklarımızı onaylayarak kendine güven duygusunu aşılamalıyız. Eğer ki “hadi
kızım hadi oğlum bu seferlik öpsün ne var ki” dersek çocuğunuz başkasının
kendisini her koşulda öpebileceğini ve bu durumda kararı veren kendisi
olmadığını benimseyerek bunu normal kabul edecektir ki bu bedeninin
kendisine ait olduğu algısına ters düşecektir Bu konularda kararlı olmalı bir
öyle bir böyle davranışlar içerisine girmemeliyiz.
Çocuklarımıza özel bölgelerini öğretmeliyiz: 3-7 yaş arası çocuklarımıza özel bölgelerini mayonun altında kalan bölgelerin özel bölgelerindir şeklinde öğretmeliyiz. Çocuk özel bölgelerine kimsenin dokunmaması gerektiğini öğrenmelidir.
Çocuklarımıza hayır demeyi öğretmeliyiz: Çocuklar kendisi istemiyorsa hiç kimsenin ona dokunamayacağını bilmelidir.İstemediği bir dokunmada hayır demesi gerektiğini öğretmeliyiz.
Çocuklarımıza özel bölgelerini öğretmeliyiz: 3-7 yaş arası çocuklarımıza özel bölgelerini mayonun altında kalan bölgelerin özel bölgelerindir şeklinde öğretmeliyiz. Çocuk özel bölgelerine kimsenin dokunmaması gerektiğini öğrenmelidir.
Çocuklarımıza hayır demeyi öğretmeliyiz: Çocuklar kendisi istemiyorsa hiç kimsenin ona dokunamayacağını bilmelidir.İstemediği bir dokunmada hayır demesi gerektiğini öğretmeliyiz.
Çocuklarımıza abartılı sevgi gösterisinden
kaçınmalıyız: Bazen çocuğunuzu öpmek istersiniz ama kocaman bir hayır cevabını alırsınız.
İşte bu durumda onu zorla öpmeyin bu durum çocuğun istemediği bir durumdur onu
çaresiz ve zayıf kılacaktır. Onun kendisi hakkında hükmü olmadığını büyüklerin
isteklerine boyun eğmek zorunda olduğunu sessiz bir mesajla vermiş oluruz. Bu
çocuğumuza farkında olmadan yapacağımız en büyük zarardır aslında. Bilinç
altına gönderdiğimiz sessiz mesajda “sen çocuksun büyüklerin isteklerine boyu
eğmelisin “ şeklinde olacaktır. Toplumumuzda çocukları daha 2-3 yaşında
sevmeye başlarken abartılı bir sevgi ya da cinsel organlarına dokunarak
sevmek alışkanlığı var ki bu çok yanlıştır. İster kız ister erkek olsun bu
kabul edilemez. Farkında olmadan çocuklara davranışlarımızla olumsuz mesajlar
vermekteyiz. Aşırı ve abartılı sevgi çocuğu çaresiz kılmaktadır.
Çocuğumuzun hayatına dahil olmalıyız: Çocuklarımızın hayatında neler olup bittiğini sosyal çevrede okulda
arkadaşları arasında nasıl bir hayatı olduğuna dair bilgi sahibi olmalıyız.Bunu
yaparken onu kontrol ettiğimiz düşüncesine kapılmamalıdır çocuk aksine onun
hayatında olduğumuzu onunda bizim hayatımızda olduğunu hissettirmeliyiz.
Çocuklarımıza bize güven duymasını
sağlamalıyız: Çocuklar gerçek sevgiyi hisseder.Onlar ilgiyi ve
sevgiyi gördükçe güvenli bağlanma olacaktır. İyi bir dinleyici olursak pek çok
tehlikeyi önceden fark edebiliriz.Onları yargılamadan sever ve bunu
hissettirirsek çocuklarımız her koşulda kendisini seveceğimizi bilecek başına
kötü bir olay geldiğinde, konuşmaması konusunda tehdit edildiklerinde bile bize
durumu anlatacaktır.
Çocuklarımıza dokunmaların iyi ve kötü
dokunmalar olabileceğini öğretmeliyiz: Çocuklarımıza
kendini iyi hissettiren onu üzmeyen dokunmanın güzel dokunma olduğunu, kendini
kötü hissediyorsan üzülüyorsan bu da kötü dokunmadır şeklinde öğretmeliyiz.
Çocuklarımıza cinsel içeriklere erişimde
kontrolü sağlamalıyız: Cinsel konular çocuğumuzun yaşına ve psikolojisine uygun şekilde ve
zamanında öğretilmeliyiz. Televizyon, internet kullanımını kontrollü olması
gerekiyor. Tablet, cep telefonu, tv, bilgisayar gibi araçların çocuğun
yatak odasında değil ortak kullanım alanında olmasını sağlamalıyız. TV ve
internette filtremeler yapmalıyız. Okuma yazma bilen çocuklarımızı sanal
ortamlardaki cinsel uyarılar, tehditlerden korumalıyız.
Sanal oyunlarla ve chat ortamlarında tanımadıkları
kişilerle tanışmalarının riski hakkında bilinçlendirmeliyiz. Bunu yaparken
çocuğumuzu korkutacak cümleler ve tavır içerisine girmemeliyiz.
Çocuklarımızı cinsel konuda
bilgilendirmeliyiz:Çocuklarımıza
yaşına uygun cinsel bilgileri vermeliyiz. Bu konuda uzman pedagoglardan yardım
isteyebilir bilgi alabiliriz. Yaşına uygun olmayan bilgiler çocukları
korkutabilir. Çocukların cinsellikle ilgili merakları fazla olacaktır. Ket
vurarak onları susturmamalıyız.Uygun kelimelerle meraklarını gidermeliyiz.
Çocuklarımıza istismarda tepki vermeyi ve
uzaklaşmayı öğretmeliyiz: Çocuklarımıza kendisine yapılmasını istemediğiniz
dokunuş ,öpme ,söz,ve eylem olduğunda tepki vermekten korkmaması gerektiğini,
bağırması gerektiğini ve mümkünse o ortamdan uzaklaşmasını ve güvendiği
bir yere ve ya kişiye ulaşması gerektiğini öğretmeliyiz.
Bu
konuda yazmaya devam edeceğim
Tekrar görüşünceye
kadar esen kalın.
0 yorum on "Dokunmayın Çocuklarımıza"
Yorum Gönder