22 Ekim 2016 Cumartesi

Dokunmayın Çocuklarımıza


Daha önce yazmış olduğum bir makalede Ani Bebek Ölüm Sendromu (Beşik Ölümü) (ABÖS - SİDS) Nedir? duygularımı ve bilgilerimi kelimelere dökerken çok zorlanmıştım. O gün sanırım en zor makalemi yazdığımı düşünüyordum. Sanırım yanılmışım ve yanılmayı hiç bu kadar istememişken hemde...

Son günlerde bizi derinden etkileyen haberler; çocuk tacizleri...
Kelimeleri yazmak bu kadar zorsa, düşüncelerimiz ve empatimiz yarıda kesiliyorsa ve ruhumuz bu acıdan kaçıyorsa diyorum kendi kendime ya bunları yaşayanlar??? Kanım donuyor sanki, düşünemiyorum ...
Saçının teline zarar gelse dünyaları yaktığımız ; kıymetlilerimiz, masumlarımız, çocuklarımız, yarınlarımız onlar bizim.....Kimsenin hakkı yokken bir başkasının canını yakmaya nasıl kıyılıyor bunca masuma. Savaşın ortasında çocuk, katillerin ellerinde çocuk, tecavüzcünün, sapığın ellerinde çocuk..... Toplumsal bir sorun oldu çocuk. Oysa sorun biz yetişkinlerde. Çocuklar parkta oynamalı hatta sokaklar da ,uçurtmalar olmalı minik ellerde ve boyalar olmalı. Biz kirlettik bu dünyayı hem de en masum olanları...

Çocuk istismarı çocuğa bir yetişkin tarafından çocuğa fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şu şekilde tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."
 
Fiziksel ve duygusal istismarlar,ihmaller, taciz, tecavüz, ensest ilişkiler çocuğun ruhsal dünyasında tamiri imkansız yaralar açmaktadır.
 
Bu istismar ve ihmal konusunda birçok ülke kendi yasal tanımını yapmış ve kendi yasa ve ceza kanunlarında belirlemiştir. 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi  göre; "Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır"


Ancak unutmamalıyız ki hiçbir ceza bu derin yarayı unutturamaz ve tamir edemez. Bu sebepten ötürü istismarı önlemeye yönelik devlet yasal gücünü kullanmalı anne babalar ve toplumda sağlıklı gelecekler adına bu  konularda bilinçlenmelidir. Araştırmalar çoğu bireyin çocuk istismarının sadece fiziksel olduğunu, eylemin olması gerektiği şeklinde bilgiye sahip olduklarını gösteriyor.


Oysa ki;

Cinsel istismar dokunma ile olabileceği gibi dokunma olmadan da yapılabileceğini bilmeliyiz.

Koruduğumuz sadece çocuklarımız değil geleceğimiz yarınlarımızdır. Bu gün yaptığımız davranışları rol model alan çocuklarımız yarın bunları bizde uygulayacağını da unutmamak gerekir. Yaşanılabilinir bir dünya istiyorsak çocuklarımızı kalbimizle sevelim…

 TÜİK tarafından belirlenen 61 ilde 01.05.2008-18.08.2008 tarihleri arasında çocuk istismarı konusunda yapılan bir araştırmada
Türkiye’de yaşayan 7-18 yaşlar arasındaki çocukların yüzde 56’sının fiziksel istismara, yüzde 49’unun duygusal istismara, ve yüzde 10’unun cinsel istismara tanık olduğunu görülmektedir http://www.unicef.org.tr/files/bilgimerkezi/doc/cocuk-istismari-raporu-tr.pdf

Çocuk istismarı, çocuğa genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması nedeniyle  tekrarı da fazla olmaktadır.Bu sebeple gün ışığına çıkması zor ve tedavi edilmesi en zor olan travma olarak nitelendirilmektedir.

Aile içi şiddet,ebeveynlerin alkol ve madde kullanımı, sosyoekonomik durumun düşük olması, üvey anne baba,aile içi psikotik sorunların varlığı istismar riskini artırmaktadır.

Kaç Çeşit İstismar Vardır?

Fiziksel istismar : Çocuğun fiziksel zarar görmesiyle ortaya çıkar. Eğer fiziksel istismar aile içinde oluyorsa genelde zarar gören çocuk tıbbi yardıma geç başvurulur.İhbar ile gün ışığına çıkmaktadır ve eski yaraların çokluğu ile bu durum anlaşılabilir.

Cinsel istismar: Çocukların cinsel yollarla istismar edilmesidir. Ağır bir tablo ile karşımıza çıkar genelde intihar girişimi, evden veya okuldan kaçma, asosyallik davranış bozuklukları en önemli belirtilerdir.
Duygusal istismar: Çocuk psikolojik olarak sözel yolla istismar edilmesi ile oluşur. Çocuğa hakaret edilmesi, aşağılanması, küçümsenmesi, tehdit edilmesi, suçlanması,hiç yerine konması, o yokmuş gibi davranılması, duygusal istismarlardan bazılarıdır.

Bilerek zarar verme: Anne ya da babanın çocuğa bilerek isteyerek zarar vermesidir.En zor olanıdır. Çocuğun güvendiği bir anne baba yoktur.Yalnızlık duygusu yoğundur.
Çocuklarımızı Cinsel İstismardan Korumanın Yolları Nelerdir?

Çocuklarımıza bedenlerinin kendisine ait olduğunu öğretmeliyiz: Çocuğumuza bedeninin ona ait olduğunu ve o istemediği sürece başkalarının kendisini öpmesine ve dokunmasına izin vermeyebileceğini yaşına uygun şekilde söylemeliyiz. Kendimiz de çocuğumuz istemediğinde onu öpmemeliyiz. Bu sayede bize hayır diyen çocuğumuza “Sen istemiyorsan seni öpemem” algısını oluşturacağız. Bazen aile büyükleri,akraba arkadaşlarımız da çocuklarımızı öpmekte ısrarcı olabilirler çocuklarımız hayır dediğinde çocuklarımızı onaylayarak kendine güven duygusunu aşılamalıyız. Eğer ki “hadi kızım hadi oğlum bu seferlik öpsün ne var ki” dersek çocuğunuz başkasının kendisini her koşulda öpebileceğini ve bu durumda kararı veren kendisi olmadığını benimseyerek bunu normal kabul edecektir ki bu  bedeninin kendisine ait olduğu algısına ters düşecektir Bu konularda kararlı olmalı bir öyle bir böyle davranışlar içerisine girmemeliyiz.
Çocuklarımıza özel bölgelerini öğretmeliyiz: 3-7 yaş arası çocuklarımıza özel bölgelerini mayonun altında kalan bölgelerin özel bölgelerindir şeklinde öğretmeliyiz. Çocuk özel bölgelerine kimsenin dokunmaması gerektiğini öğrenmelidir.
Çocuklarımıza hayır demeyi öğretmeliyiz: Çocuklar kendisi istemiyorsa hiç kimsenin ona dokunamayacağını bilmelidir.İstemediği bir dokunmada hayır demesi gerektiğini öğretmeliyiz.




Çocuklarımıza abartılı sevgi gösterisinden kaçınmalıyız: Bazen çocuğunuzu öpmek istersiniz ama kocaman bir hayır cevabını alırsınız. İşte bu durumda onu zorla öpmeyin bu durum çocuğun istemediği bir durumdur onu çaresiz ve zayıf kılacaktır. Onun kendisi hakkında hükmü olmadığını büyüklerin isteklerine boyun eğmek zorunda olduğunu sessiz bir mesajla vermiş oluruz. Bu çocuğumuza farkında olmadan yapacağımız en büyük zarardır aslında. Bilinç altına gönderdiğimiz sessiz mesajda “sen çocuksun büyüklerin isteklerine boyu eğmelisin “ şeklinde olacaktır. Toplumumuzda çocukları daha 2-3 yaşında sevmeye başlarken abartılı bir sevgi  ya da cinsel organlarına dokunarak sevmek alışkanlığı var ki bu çok yanlıştır. İster kız ister erkek olsun bu kabul edilemez. Farkında olmadan çocuklara davranışlarımızla olumsuz mesajlar vermekteyiz. Aşırı ve abartılı sevgi çocuğu çaresiz kılmaktadır.
Çocuğumuzun hayatına dahil olmalıyız: Çocuklarımızın hayatında neler olup bittiğini sosyal çevrede okulda arkadaşları arasında nasıl bir hayatı olduğuna dair bilgi sahibi olmalıyız.Bunu yaparken onu kontrol ettiğimiz düşüncesine kapılmamalıdır çocuk aksine onun hayatında olduğumuzu onunda bizim hayatımızda olduğunu hissettirmeliyiz.  
Çocuklarımıza bize güven duymasını sağlamalıyız: Çocuklar gerçek sevgiyi hisseder.Onlar ilgiyi ve sevgiyi gördükçe güvenli bağlanma olacaktır. İyi bir dinleyici olursak pek çok tehlikeyi önceden fark edebiliriz.Onları yargılamadan sever ve bunu hissettirirsek çocuklarımız her koşulda kendisini seveceğimizi bilecek başına kötü bir olay geldiğinde, konuşmaması konusunda tehdit edildiklerinde bile bize durumu anlatacaktır.




Çocuklarımıza dokunmaların iyi ve kötü dokunmalar olabileceğini öğretmeliyiz: Çocuklarımıza kendini iyi hissettiren onu üzmeyen dokunmanın güzel dokunma olduğunu, kendini kötü hissediyorsan üzülüyorsan bu da kötü dokunmadır şeklinde öğretmeliyiz.
Çocuklarımıza cinsel içeriklere erişimde kontrolü sağlamalıyız: Cinsel konular çocuğumuzun yaşına ve psikolojisine uygun şekilde ve zamanında öğretilmeliyiz. Televizyon, internet kullanımını kontrollü olması gerekiyor. Tablet, cep telefonu, tv, bilgisayar gibi araçların çocuğun yatak odasında değil ortak kullanım alanında olmasını sağlamalıyız. TV  ve internette filtremeler yapmalıyız. Okuma yazma bilen çocuklarımızı sanal ortamlardaki cinsel uyarılar, tehditlerden korumalıyız.
Sanal oyunlarla ve chat ortamlarında tanımadıkları kişilerle tanışmalarının riski hakkında bilinçlendirmeliyiz. Bunu yaparken çocuğumuzu korkutacak cümleler ve tavır içerisine girmemeliyiz.
Çocuklarımızı cinsel konuda bilgilendirmeliyiz:Çocuklarımıza yaşına uygun cinsel bilgileri vermeliyiz. Bu konuda uzman pedagoglardan yardım isteyebilir bilgi alabiliriz. Yaşına uygun olmayan bilgiler çocukları korkutabilir. Çocukların cinsellikle ilgili merakları fazla olacaktır. Ket vurarak onları susturmamalıyız.Uygun kelimelerle meraklarını gidermeliyiz.
Çocuklarımıza istismarda tepki vermeyi ve uzaklaşmayı öğretmeliyiz: Çocuklarımıza kendisine yapılmasını istemediğiniz dokunuş ,öpme ,söz,ve eylem olduğunda tepki vermekten korkmaması gerektiğini, bağırması gerektiğini ve  mümkünse o ortamdan uzaklaşmasını ve güvendiği bir yere ve ya kişiye ulaşması gerektiğini öğretmeliyiz.
Bu konuda yazmaya devam edeceğim 
Tekrar görüşünceye kadar esen kalın.



0 yorum on "Dokunmayın Çocuklarımıza"

Yorum Gönder

 

Bebeğinizin Bakımına ve Sağlığına Dair Herşey Copyright 2016 Tüm Hakları Saklıdır Besikliev.Com