Terk edilmek hangi yaşta olursa olsun
bireyi kötü etkileyen ve çoğu kez travmalara neden olan bir durumdur... Bu
durum özellikle çocukluk yıllarında, ise daha da büyük problemlere neden oluyor…
Hayatımıza gözlerimizi açtığımız anda tüm ihtiyaçlarımızı koşulsuz
karşılayan anne ve babaya olan güven hissi ilk oluşan duygulardandır. Yaşımız
kaç olursa olsun temelde güvene dayalı ilişkiler ararız. Terk edilişte en çok
güven duygusu sarsılır.
Her terk ediliş de aynı değildir bazen kısa soluklu mecburi hayat
şartları bazen, kazalar, hastalıklar, ölümler ve bazen en affedilmesi zor olan
ebeveynlerin çocuğu son plana atarak bencilce yaptığı terk edişler..
Her gün haber programlarında ve gazete sayfalarında duyduğumuz
sorumluluk kavramından yoksun bireylerin istenmeyen bebekleri dünyaya getirilişi
ve onları eskiden cami avlusuna şimdilerde ise tenha bir köşeye ve bazen daha
sert bir şekilde çöp konteynırlarına terk edilişleri duyduğumuzda tüylerimiz
ürperirken ve insanlığın bir kez daha toprağa girmeden öldüğünü hissederken her
yürekte farklı duygular yaşanmaktadır.
Kimileri yıllarca çocuk özlemi çektiğini düşünür ve bunun adaletsiz bir
dünya olduğunu haykırır sessizce yüreğinde, kimileri iki saniye sonra diğer
haberin ahengine katılmış kadar duyarsızca bakınır, kimileri bunun bir bedeli
olmalı der der durur…
İçimizi bu kadar dağlayan bu terk ediliş hikayesinin başrollerindekiler
ne yaşar acaba hiç düşündük mü ?
Bebeklerimiz, çocuklarımız yarınlarımız ise biz yarınlarımızı nasıl terk
edebiliyoruz. Bu kadar duygusuzca yaşamaya başlayalı ne kadar oldu ve peki ne
zaman uyanacağız bu hissizlik, duyarsızlık rüyasından ?
Terk edilen çocuğun terk ediliş öncesi yoğun çatışma ortamına maruz
kalması da çocuğun ileriki yıllarında dışarı çıkmayı bekleyen bir dürtü olarak
kalacaktır.
Bebekken olan terk edilişte güven duygusunda zayıflık yaşamasına ve okul
hayatında başarısına da büyük etkiler yapacaktır. Ergenlikteki rol karmaşasını
atlatmada da rol model yoksunluğu bireyi diğerlerine göre daha zorlu bir hayat
yolculuğuna koyacaktır.
Terk edilen çocuklarda iler ki yaşlarda fizyolojik ve psikolojik
problemlerin daha çok yaşandığı bir gerçektir. Bu kişiler ilerde bağımlı bir
kişilik yapısına bürünmekte ve yeterlilik duygusundan yoksun bir hal almakta
çoğu kez. Bazen terk ediliş depresyonunu yoğun bir şekilde yaşamakta ve
kaybetmeye yalnız kalmaya aşırı tahammülsüz bireyler olabilmektedirler.
Deprosyona yatkındırlar.
Bir bebek anne ve babadan yoksun büyüyorsa gerekli gelişim dönemlerinde
aksaklıklar görülebilmektedir. Yürümede, konuşmada,bireysel özgünlükte,
zihinsel ve bedensel gelişimde akranlarına göre zayıf kalabilmektedir.
Anne ve babadan bir tanesinin yokluğu olduğunda işler değişmeyecektir
ister kız ister erkek bebek olsun ebeveynlerin her ikisinde hayat yolunda
ihtiyacı olacaktır.
Gelecek için bugünün bizleri; yarınımız olan çocuklarımıza ŞEVKAT VE
SEVGİYLE yaklaşmayı başarabilirsek pek çok sorunun üstesinden gelebileceğimizi
düşünüyorum.
Tekrar görüşünceye kadar esen kalın…
0 yorum on "TERK EDİLEN ÇOCUKLAR PSİKOLOJİSİ 1"
Yorum Gönder